Ekonomik önlemler yetmez

ABD ile yaşanan gerginliğin altında sadece bir papazın olmadığını anlamayanların havuz medyasının da kışkırtması ile ‘Kahrolsun Amerika’ naraları atıp, dünyanın jandarması olan ABD’yi yıkmaya çalışa dursun tatil dolaysıyla azda olsa durulan piyasalar şimdiden itibaren yeniden kıpırdamaya başladı.
Bayram öncesi dolarda yaşanan hareketliliğin tatilin başlaması ile yerini sakinliğe bıraktığı ülkede yaşanan bayram havasının ekonomide de yaşanacağını beklemek bu saatten sonra ne kadar doğru olur onu bilmem ama asıl tusinaminin homurdanmalarının hala devam ettiği de diğer bir gerçektir.
Başta Rusya ile girilen S-400 füze alımı olmak üzere batı güçlerinin Ortadoğu’da ki ince hesapları olmak üzere nedenleri tek tek sıralarsak sayfaları dolduracak olan gelişmelerin gölgesinde devam eden siyasi hesap ve gelişmelerin en önemli ayaklarımızdan biri olan ekonomiyi vurduğu bayram öncesi acıyı bayram sonrası daha da candan his edeceğimiz kesindir.
Çünkü bu yaşananların ekonomiyi vuracağı gibi bunun bayram öncesi kurlarda yaşanan gelişmelerle bizi derinden yaraladığını da bilerek buna göre alınacak tedbirlerin biz vatandaşı sıkacağı da diğer bir gerçektir.
Piyasaların ne olacağı konusunda duyulan şüpheler eşliğinde biten bayram tatilinin kâbusa dönmemesi umuduyla haftanın ilk günü stresi ile iş başı yapan ülkenin daha çok el ele verip, demokrasinin gereği olan adalet ve hukukun önünü de açarak yol almasını umud ederken, bunun ilk adımlarından birinin de MHP’nin sık sık gündene getşrdiği affın bir genel af ile taçlandırılıp, sosyal, siyasal olarak zaten gerilen toplumu bir nebze de olsa rahatlatacağını da belirtmekten fayda olacaktır.
Çünkü ekonomi daralmanın diğer bir tehlikesi de tabanda toplumu rahatsız edeceği gibi sosyal patlamaya ardından istenmeyen olaylara neden olacağını da bilmek ve buna göre önlemler almak gerekir.
Bunun en bariz ve açık göstergelerinden biri de birilerine göre ‘bitti’ denen birilerine göre ‘uyutulan hücrelere dönüştürüldüğü’ söylenen ve Bingöl’de gelen son çatışma ile yeniden alevlendirilmesinden korkulan iç     çatışmalardır.
Yani 9 günlük tatil modunun yeni krizlere dönüşmemesi için alınacak önlemlerin sadece ekonomik önlemler olmadığını bunun diğer ayakları olan sosyal, siyasal ve kültürel adımlarda şart olduğunu Cumartesi annelerinin Taksim’de ki sesiz eyleminin gittikçe sesliye dönüşmesinden anlamak bu güzelim ülkenin geleceği için bu yönde yapılan öneriler de dikkate alınıp, hayata         geçirilmelidir.