Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, 6 Şubat 2023 tarihli, merkez üsleri Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, büyük can kaybı ve yıkıma yol açarak tüm Türkiye’yi derinden sarsan depremlerin üzerinden bir yıl geçti.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Afetler ve Ruhsal Travma Mükemmeliyet Alanı tarafından ‘Bölgede Birinci Yılın Sonunda Yapılanlar ve Yapılması Gerekenler’ ile ‘Deprem Riskini Anlama ve Anlamlandırma’ temalarında iki farklı günde çevrimiçi olarak düzenlenen seminerlerin ilki dün gerçekleştirildi.
Açıklamada seminerdeki görüşlerine yer verilen İstanbul Bilgi Üniversitesi Travma ve Afet Çalışmaları Uygulamalı Ruh Sağlığı Yüksek Lisans Programı Koordinatörü Prof. Dr. Ahmet Tamer Aker, şunları kaydetti:
"Toplumsal travmalar yaşayan Türkiye’nin belki en yorgun coğrafyası en zayıf anlarından birinde bu büyük depreme yakalandı. Bu yakalanma kestirilebilir ve öngörülebilirdi. Deprem üretmesi tahmin edilen bir fay hattıydı, tahmin edilen bir afetti. Afetin ardından çıkardığımız sonuçlardan biri 99’dan sonra onca yapılana rağmen kendimizi hala afete hazırlayamamış veya bazı konularda hala bilerek veya bilmeden bir inkâr haline düşmüş olmamız. Bölgede ruhsal sorunların artarak devam edeceğini öngörebiliriz. Ruhsal sorunların önlenmesi için bölgeye daha fazla hizmet götürmek önem taşıyor."
- "Affan projesi ile 35 binden fazla kişiye ulaştık"
Aker, depremin ilk anlarından itibaren BİLGİ Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı mezunları ve öğrencilerinin kurduğu, hocalarının da kurucu üye olarak yer aldığı Travma ve Afet Ruh Sağlığı Çalışmaları Derneği'nin (TARDE) deprem bölgesinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Depremin ardından başlattıkları Affan Projesi'ne atıfta bulunan Aker, bu projeyle Hatay'ın Antakya ve İskenderun ilçeleri, Gaziantep'in Nurdağı ilçesi, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır ve Osmaniye'de psikososyal destek merkezleri açtıklarını bildirdi.
Depremden etkilenenlere ve başka bölgelere göç etmek zorunda kalanlara hizmet verdiklerini belirten Aker, "Bölgede birçok kurum, kuruluş ve STK ile işbirliği yaptık. Etkisi kanıtlanmış terapi tekniklerini ve araçlarını sahaya aktardık. Bireysel, aile ve grup danışmanlıkları verdik. Sahada çalışan uzmanlara eğitim vererek kapasitelerini geliştirmeye çalıştık. Tüm çalışmalarımızı konteynerlerde gerçekleştirdik. Araçlarla mobil hizmet sunduk. Affan projesi ile 35 binden fazla kişiye ulaştık." ifadelerini kullandı.
Aker, "Bu depremden ortalama 10 yıl sonra ruhsal sorunların ve kişilerarası ilişki sorunlarının bir hayli artarak devam edeceğini öngörebiliriz. O yüzden bölgeye daha fazla hizmet götürmek önem taşıyor; ama bu sadece ruh sağlığı boyutuyla da sınırlı kalmamalı. Doğal afetler disiplinlerarası bir konu. Deprem, bölgenin toplumsal yapısından orada yaşayanların anılarına, şehrin mimarisine, tarihine, ve kültürüne kadar pek çok şeyi etkiledi. Bu depremde 50 binin üzerinde insan yaşamını yitirdi. Bir daha böyle bir sonucu yaşamamak gerekiyor. İnsan unutmaya meyillidir. Depremin bir afet kültürü olarak yaşamımıza girmesi gerekiyor. Bu konudaki farkındalığımızı artırmamız gerekiyor. 6 Şubat depremleri önemli bir dönüm noktası olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şimşek ise, "6 Şubat depremlerinin yıl dönümü yaklaşırken bölgede barınma başta olmak üzere temel ihtiyaçların karşılanması düzeyinde sorunlar devam etmektedir. Bölgede hayat henüz olağan düzenine dönemedi. Deprem gibi doğa olaylarının afete dönüşmesini önlemek için, unutmadan/unutmaya çalışmadan güvenli yaşam kültürünün gelişmesi için güç birliği yapmalıyız." önerisini yaptı.