İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin Irak'ta ABD güçleri tarafından öldürülmesi sonrası yaşanabilecek gelişmeleri İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu da yorumladı. Süleymani’nin öldürülmesinin yeni kaotik ve karmaşık bir tabloyu tarif ettiğine vurgu yapan Hacısalihoğlu şunları söyledi:
“Düzensizlikten çıkan devşirme stratejisi var. Suriye’yi, Irak’ı bir savaş tarlası haline getirmek, terör örgütlerini burada üreterek birbirleriyle yarışırcasına bir ortama dönüştürüp bir yandan da birçok çıkarı elde edebilmek, bölgeyi yeniden silah pazarı haline getirebilmek, denenmemiş silahları denemek… Bütün bunlar için bir zıtlığa ihtiyaç var. O zıtlık, sürekli Sünni- Şii çatışmasını öne çıkarmaktır. Bu anlamda İran’da bu durumu besleyenler arasında yer alıyor. İsrail’in varlığı, İran’ın varlığıyla özdeş hale gelmeye başlıyor. Bu açıdan İslam coğrafyasının içine düştüğü bunalımın ta kendisidir, tarifidir. Yeri geldi sadece Sünni-Şii çelişkisinden yararlanılmadı. Son dönem itibariyle Sünni yapıyı da parçalamak ve dağıtmak adına bir blok davranış göstermesiyle bir yığın terör örgütleri peydahlandı. DEAŞ, İslam’ın özünde olacak bir şey değildir”
'Devlet desteği olmadan yaşayamaz'
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Silah, para ve insan olmadan hiçbir terör örgütü yaşayamaz. Onların sınır aşmaları devletlerin iradeleriyle mümkündür” dedi ve ekledi:
“Hiçbir terör örgütü ve silahlı örgütü devlet desteği olmadan yaşayamaz. Bütün bu iklimin içerisinde İran’ın da hiç kuşkusuz Irak’ı ve Suriye’yi İran’dan önceki savaş alanı olarak kabul etmiştir. İran, Irak ve Suriye eksen ülkedir ve Doğu Akdeniz’in yükselen enerji jeopolitiği bu 3 ülkeyi de kendine mıknatıs gibi çekmektedir. Suriye, Doğu Akdeniz enerji savaş alanıdır. Irak da bundan bağımsız değildir. Bütün bunlar için Kasım Süleymani ön cephede; savaş İran’a sıçramasın, benim içinde bu tür şeyler yaşanmasının ön cephesinde konumlandırdığı bir figürdü”
'Her şey zıttı ile kaimdir'
Saldırı sonrası İran’dan sert açıklamalar yapıldığını hatırlatan ve İslam’ın toplumsal anlayışının kardeşlik, hukuk ve adalet olduğunun altını çizen Hacısalihoğlu, “Bölge mazlum haklarına, İslam coğrafyasına barışın egemen olması gerekiyor. Tüm dünyaya bu cevher işlenebilse bu durum yayılacaktır. Ama üzerine büyük bir örtü çekilmiştir. Sömürgeci refleks hiç körelmediği sürece yeryüzünden bunu beslemektedir. Bu örtüde terör örtüsüdür. Bu oyunu bozacak olan tek ülke Türkiye’dir. İran bu konuya ne kadar katkı sağlar, ne kadar bu oyunun içindedir bilinmez ancak her şey zıttı ile kaimdir. Bütün bunlar açısından İran bir rol üstleniyorsa, o da beslenir. İran’ın da bu konuda hataları çoktur. Türkiye gibi bu konuda koşulsuz, hiçbir şartı olmadan bütün mazlumlar için çırpınan bir Türkiye’nin önce İslam dünyasına, önce insanlığa mazlum haklara, hepsine sunacağı katkının kıymetini bilerek destek olunması gerekir” dedi.
'Bu noktanın bir çıkışa ihtiyacı vardır'
Türkiye’nin bağımsızlığını ve istiklalini koruyacağını ve insanlık tarihinin yeni bir tarih yazımına ihtiyaç duyduğunu ifade eden İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Biz bağımsızlığımızı, İstiklalimizi koruyacağız. Bu bizim için aynı zamanda da bütün mazlum milletlere umut olmaktır. İran, Suriye ve Irak halkının da yararlanacağı çok husus vardır. Üzerinde bir dizi kördüğümün olduğu kaotik bir ortam vardır. İnsanları bir diktatöryal rejimlerle, ardından 21’inci yüzyılda hala o sömürge refleksleriyle seçenek haline sokmaya çalışan bir düzenek bu, bu da kaos üretiyor. Buradan çıkış yolunun uzun soluklu bir mücadele ile olacağı çok açık. Ama bu geldiğimiz noktada insanlık yeni bir tarih yazımına ihtiyaç duyuyor. Bu böyle gitmez. Uluslararası düzeni ayakta tutacak şey, hak, hukuk ve adalettir. Bunu tükettikçe, mazlumların arttığı, zalimlerin hükümranlığını sürdüğü bir düzen yaşanabilir bir düzen değildir. Bu noktanın bir çıkışa ihtiyacı vardır” şeklinde konuştu.
