Güvenlik güçlerinin protestoculara açtığı ateş sonucu hayatını kaybedenlerden birinin 16 yaşındaki bir erkek olduğu belirtildi. Amini'nin ölümü sonrasında yapılan gösterilere çevik kuvvet polisinin müdahalesi nedeniyle başkent Tahran dahil 20 'den fazla kentte sokak çatışmaları yaşanırken protestocularla dayanışma amacıyla bazı dükkanlar da kepenk kapattı. BBC Türkçe Servisi'nin haberine göre; sosyal medyada da tepkiler dile getirilirken bazı kadınlar protesto için saçlarını kesti. İnternet erişimini takip eden NetBlocks, ülkede 48 milyon kişinin kullandığı ve genelde sosyal medya yasaklarına maruz kalmayan Instagram'ın kapatıldığını duyurdu. Bazı bölgelerinde birkaç gündür internet erişi kısıtlanan İran'da WhatsApp'a da sınırlı erişim sağlandığı aktarıldı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu ise Amini'nin ölümüyle ilgili kaygılarını ve yetkililerin protestoları bastırma çabalarından duyduğu endişeleri dile getirdi. İstanbul'daki İranlılar da İstiklal Caddesi'nde yürüyüş yapmak istedi ancak polis yürüyüşe izin vermedi. Olaylar sırasında İstanbul Emniyetine bağlı ekipler, aralarında Türk vatandaşlarının da bulunduğu en az 5 kişiyi gözaltına aldı.
Twitter paylaşımının sonu
Muhalif 1500 Tasvir sitesinin yayınladığı videolara göre, Tahran'ın merkezindeki bir caddede bir grup göstericinin ülkenin dini liderine karşı "Ali Hamaney'e ölüm" sloganları attığı duyulurken, başkentin başka bir bölgesinden görüntülerde ise güvenlik güçlerinin protestoculara saldırısı yer alıyor. Bir başka videoda ise Tahran'daki kadınların başörtüsü zorunluluğuna karşı başörtülerini çıkardıkları görülüyor. İranlı milletvekili Celal Raşidi Koçi, ahlak polisinin ülkeye zarar vermekten başka bir işe yaramadığını söyledi. Hangaw İnsan Hakları Örgütü'nün bildirdiğine göre Kürdistan eyaletinin yönetim merkezi Senedec kentinde protestocular üç gündür Hamaney'e karşı benzer sloganlar attı. Divandere'de ise eylemciler, silah sesleri arasında çevik kuvvet polisine taş atarak karşılık verdi. Pave, Bane, Mahabad ve Reşt'te de gösteriler oldu. Kürt nüfusun yoğun olduğu Kürdistan, Kirmanşah, İlam ve Batı Azarbaycan eyaletlerinde de Kürt partilerin çağrıları üzerine esnafın birçok şehirde kepenk indirdiği bildirildi.
İnternet üzerinde engelleme iddiaları
Tahran Üniversitesi'nde 18 Eylül'de başlayan öğrenci protestoları İsfahan Üniversitesi'ne ve Amirkabir, Allame Tebatebai ve Tarbiat Modares dahil olmak üzere başkentteki diğer birçok üniversiteye yayıldı. Shahid Beheshti Üniversitesi'ndeki bir toplantıda bazı kız öğrenciler başörtüsü kurallarına meydan okuyarak başörtülerini çıkardı ve din adamlarının yönetimine son verilmesi çağrısı içeren sloganlar attı. Şark haber kanalı ise bir mobil telefon işleticisinin Mehsa Amini adını "filtrelediğini" duyurdu. Ancak İletişim Bakanlığı bu yönde bir emir verilmediğini açıkladı.
Tepkiler yeni yöntemlerle ifade ediliyor
Kadınların tepkilerini sembolik ve yaratıcı yöntemlerle ifade ettiği vurgulanıyor. Sokak protestolarında kadınların başlarını açması yeni bir tepki biçimi olarak görülüyor. Kadınlar böylece başörtüsü zorunluluğuna ve polisin dokunulmazlığına karşı tepkilerini ifade ediyor. Ayrıca daha geniş ölçekte devletin teokratik ideolojisine karşı duyulan hayal kırıklığını yansıttığı değerlendirmeleri yapılıyor. Kadın oyuncu Anahita Hemmati bir videoda başını tamamen kazıtırken görüldü, diğer bazı kadınlar da saçlarını kestiklerini gösteren videolar paylaştı. Usta oyuncu Katayoun Riahi, zorunlu başörtüsü kararına artık uymayacağını açıkça ilan etti. Saça büyük değer veren Kürt kadınların saçlarını kesmesine ise ayrı bir sembolik önem atfediliyor. Kürt kadınlar yasta saç kesmeleri, sevdikleri birini kaybettiklerinde saçlarını kesip mezarlarına bırakmalarıyla biliniyor.
Mahsa Amini etiketi Farsça Twitter'da 6 milyona ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesini kaydetti. İngilizce ise bu etiket bir milyonu aştı. Türkiye'de de bazı kadın oyuncular, İranlı kadınlara destek veren paylaşımlar yaptılar. Taksim'de çoğu İranlı kadının bir araya gelerek düzenlemek istediği yürüyüşe ise polis tarafından izin verilmedi. Reuters haber ajansı gözaltılar yaşandığını bildirdi.
Yetkililer ne diyor?
Tahran Valisi Mohsen Mansouri dün gece yaptığı açıklamada, başkentteki gösterilerin ana örgütleyicilerinin, "Tahran'da olay çıkarmak için tamamen örgütlü, eğitimli ve planlı olduklarını" söyledi. İran Meclis Başkanı Muhammad Bakır Kalibaf ise Salı günü yaptığı konuşmada, düşmanların her zaman olduğu gibi bu olayı da kullanıp "ülkede kaos ve karmaşa yaratmayı planladığını" söyledi. Kalibaf, Amini olayının araştırılarak ahlak polisinde gerekli reformların yapılması yönünde adım atılacağını kaydetti. Hükümete yakın medya ise öğrenci protestolarını eleştirdi. Hükümetin resmi yayın organı İran gazetesi Pazartesi günkü manşetinde göstericiler için "teröristler" ifadesini kullandı. Fars Haber Ajansı, gösterileri "Mahsa Amini'nin anısına düzenlenen toplantılar" olarak aktarırken, Tasnim haber ajansı ve Hemşehri internet sitesi öğrencilerin Amini'nin ölüm koşullarının açıklığa kavuşturulmasını talep ettiklerini duyurdu.
Polis ne dedi?
Tahran polis şefi Hüseyin Rahimi bir basın toplantısında Amini'nin ölüm koşullarıyla ilgili sorulara, "Ölümüyle ilgili her türlü suçlama kesinlikle yalandır" diye cevap verdi. Rahimi, Amini'nin polis karakolundaki "rehberlik dersinde" yere yığılmasını gösteren ve daha önce medya ile paylaşılan kapalı devre görüntülerin biraz daha uzun versiyonunu izletti, ancak bu görüntülerin de eksik olduğunu kabul etti. Polis Amini'nin ölüm nedenini ani kalp yetmezliği olarak açıkladı. Bu açıklamalara karşı çıkanlar ise 22 yaşındaki Amini'nin gözaltına alınması ya da hastaneye nakli sırasında gerçekleşen darp sonucu beyninde bir hasar meydana gelmiş olabileceğini iddia ediyor.
Polis şefi Rahimi ise, "Nakli sırasında hiçbir tartışma ya da itiş kakış olmadığı gibi, minibüsün içinde gülüp şakalaştı bile" dedi ve "Hayatını kurtarmak için her şeyi yaptık" diye ekledi.
Ancak bu yorumlar Amini'nin babasının anlattıklarıyla belirgin bir tezat gösteriyor. Baba Amjad Amini, Hammihan gazetesine verdiği röportajda, "Hastaneye götürüldüğünde hemşirelere Mahsa'nın sokakta bulunduğu söylenmiş" dedi. Polisin vücut kamerası görüntülerinin olup olmadığı sorulduğunda polis şefi, ahlak polisinin normalde bu tür kameralarla donatıldığını ancak Amini olayında böyle bir kamera olmadığını söyledi; nedenini ise açıklamadı. Amini'nin ölümünün ardından ahlak polisinin lağvedilmesi çağrıları artarken, Rahimi görevi "kamu güvenliği" gerekçesiyle savundu ve polisin uyuşturucuya karşı yürüttüğü operasyonları örnek gösterdi