Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
10°
Ara
Damga Dünya ‘Çok geç’e az kaldı!

‘Çok geç’e az kaldı!

Dünyanın motorlu araçlarını petrolüyle yürüten Suudi Arabistan, sofrasındaki yeri devesinden sonra gelen kadınlara otomobil kullanma iznini daha dün verdi.

Okunma Süresi: 5 dk

Dünyanın motorlu araçlarını petrolüyle yürüten Suudi Arabistan, sofrasındaki yeri devesinden sonra gelen kadınlara otomobil kullanma iznini daha dün verdi.
Prenslerinin, dünyanın en güzel sinema yıldızlarıyla İngiltere, Fransa, İtalya’da satın aldıkları saraylarında ya lelli çektiği Suudi Arabistan, milletine sinemada film izleme iznini daha dün verdi.
Kendilerine göre sokaklarında başıboş dolaşan kadınların kırbaçlandığı Suudi Arabistan, yetişkin olmaları kaydıyla bu cinsin yanlarında aile bireylerinden bir erkek olmadığı halde seyahat etmelerine, daha dün izin verdi.
Aaa… Suudi Arabistan’da, kadınlar da stadyumda erkeklerle birlikte maç seyretmeye başlamışlar ya; başımıza taş yağmazsa iyi…
***
2005’te Cumhuriyetçi Başkan Bush’un yönettiği ABD’de aynı partiden milletvekili olan Tom Tancredo, kökten dinci teröristlerin, ülkesinde nükleer silahlarla saldırı yapması durumunda Kabe’yi hedef alabileceklerini söyledi.
2007’de ABD Başkanı olmak için yarışan Cumhuriyetçi Ton Tancredo, “Mekke’yi bombalarım” dedi.
Yine dün, yani 2017’de; ABD’nin Cumhuriyetçi Başkanı Trump, Suudi Kral Selman ile eline bir kılıç alarak, ülkenin geleneksel dansına katıldı.
Orta Doğu’daki dengeleri değiştirmeye yönelik Trump ziyaretinden sonra, çöl bedevilerinin altın kenefe sıçtığı Suudi Arabistan’da gevşemeler başladı, esnemelerin devamı da gelecek gibi görünüyor.
Ne dedik; Ortadoğu’daki dengeleri değiştirmeye yönelik…
Yüz yıl önce Atatürk’ün Suudi Krala çektiği ve sonra yok edildiği ileri sürülen telgrafta; “Hz. Muhammed’in mezarının tek taşına dokunursan ordularımla aşağıya inerim” dediği kuvvetli bir şekilde savunuluyor.
Ne Atatürk’ün hassasiyeti, ne de Amerikalıların tehdidi…
Para basmayacağını bilseler, Suudiler çoktan kendileri yerle bir etmişlerdi Kabe’yi; bulunduğu yere petrol kuyusu açarak…
***
Bak, 10 yıl önce, 6 Mart 2008’de ne yazmışız!..

ŞEYTAN BESMELE ÇEKMEZ!..    
Varlığını her geçen gün daha güçlü sürdürmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri, parçala-yönet politikasını yıllara yayılan bir süreç içerisinde çiziyor…
Yani, bugün uygulamaya geçirmek istediklerinin altyapısı, elli yıl öncesinden yerleştirilen masa üzerinde duruyor... Günü gelince gündeme getiriyor… Bunun için saldırıyor… İnsanları vaktinden önce öldürüyor… Güç gösterisini sergilemekle övünüyor… Bol para dağıtarak kendisine göre dışarıda satın alınacak yandaş buluyor… 100 yıl sonrasının görüntüsünü bugünden belirlemek istiyor… Kendisi için… Yeryüzünde bulunan bütün güzelliklere layık hatta; hepsinin sahibi, insanların efendisi olarak kabul ettiği Amerikalılar için!..
 Büyük Amerikalıların yaşamlarını bir süre daha rahatça sürdürebilmelerinin yolu Ortadoğu’dan geçiyor. Yola çıkacaklar, Ortadoğu’da ikmal yapacaklar… Geri dönecekler, Ortadoğu’da bir kez daha ikmal yapacaklar… Zengin yer altı kaynaklarına sahip Ortadoğu’da sadece sözlerinin geçerli olması yetmiyor, bedenlerini de rahatça geçirecekler… Ne kadar geniş bir alanda var olurlarsa, o kadar çok değere sahip olacaklar… Ne kadar geniş, o kadar büyük!..
 Büyük bir Ortadoğu’da önce söz sahibi olacak, sonra mal sahibi…
Büyük Ortadoğu’nun coğrafyası yıllar öncesinden çizildi… Söz ve mal sahibi olmak için, Türkçesi; ‘kafasına vurup elindekini almak’ için, karşısındakinin zayıf olması gerekir. Güçsüz… Küçük…
İşte Büyük Ortadoğu, bunun için yapılandırılıyor…
Üzerinde oynama yapılacak olan coğrafya belli… Büyük bir alan; ne kadar çok küçüklerle doldurursa, o kadar söz geçirecek tek tek…
Irak’tan başladı uygulamaya…
Barzani’yi sahiplendi, paralel olarak kuzeydeki değerlerin de sahibi olacak… Irak’ın kuzeyi, ana topraklarından ayrılacak… Büyük Ortadoğu’nun küçük bir parçası olarak… Engel olacak babayiğit yani, elini verip kolunu kaptırmayan bir garip var mı?..
Türkiye, ulusal çıkarları göz önüne alındığında, Irak’ın kuzeyinde Amerika’nın sahibi olacağı bir Kürt devletinin kurulmasına karşı çıkar…
Karşı çıkar!..
Ne çıkar!..
***
Büyük Ortadoğu oyunu, büyük Türkiye’ye de rol vermez…
Zaten, 3 Mart sahnesinde rolünü yerine getirememiş bir Türkiye var ki, sen misin oyunu bozan!..
Irak’ın kuzeyinde Barzani’yi sahiplendiği gibi, Türkiye’nin güneyinde de PKK’yı kucakladı… İstihbarat paylaşımı, bertaraf edilecek noktaların gösterilmesi bu aşamada neye hizmet edecek ki!..
Adam, 2. Dünya Savaşı dönemlerinden kalma Kürdistan haritalarını her geçen gün yenileyerek seriyor masaya… Elli yıldır uygulamak için sakladığı politikasını, iki günlük ‘istihbarat paylaşımı’na feda edecek bir Amerika düşünmek, şeytanın besmele çekmesini beklemek gibidir…
Bugün, Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olmakla övünen bir iktidar tarafından yönetilen Türkiye’nin, yarın tezkereye gerek duymadan Yankee’lerle dolmasını engellemek için henüz çok geç değil…
Teslimiyetçi politika, Türkiye’yi Büyük Ortadoğu içerisinde küçültür…
Büyük Ortadoğu’nun sahibi olmak isteyen Amerika’nın düşlediği gibi…
Küçüklere sözü daha kolay geçer…
Kafasına vurup elindekini rahatça alır…
Ortadoğu üzerinde uygulanacak politika yeni değil, 1957’ye dayanıyor…
Türkiye’nin güneyini kapsayan Kürdistan haritası, 45’lerde çizildi yine Amerikalı bir albay tarafından…
Henüz çok geç değil…
Türkiye’ye sahip çıkmalıyız!..
Aksi takdirde, gururla söz edeceğin bir değer kalmayacak!..
Sadece din ile övünmek yeterli dersen, inanç içerisinde adı geçen;
Şeytan besmele çekmez!..
***
Geldik bugüne…
Ocak 2018…
Kuzey Irak, ince bir buz tabakasıyla donduruldu…
PKK uzantısı YPG ordusu kuruluyor, Türkiye Suriye’de etkisizleştirilme sürecine sürükleniyor.
Yakında Amerikalı sonra da etekli erkeklerine disko-bar-pavyon hizmeti sunacak olan Suudi Arabistan da Ortadoğu Krallığına hazırlanıyor…
Topunu birleştirsen bi Konya etmeyecek Birleşik Arap Emirlikleri’nin bile diş gösterdiği gaipler aleminde küçük Katar’a sarılan bir Büyük Türkiye…
Biz 10 yıl önce yazmışız…
Ve bugün, ‘çok geç’e az kaldı…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *