Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ile Roketsan'a ziyarette bulundu. Bakan Akar, sergi alanındaki silah sistemlerini inceledi, Roketsan’ın çalışmalarına ilişkin bilgi aldı. Akar, Roketsan’ın önemli projeleri hayata geçirdiğini, gelişen harp araç ve gereçleriyle TSK'nın etkin, caydırıcı ve saygın özelliğinin daha da arttığını belirtti. TSK personelinin kahramanlık ve fedakarlığının dünyaca bilindiğine dikkati çeken Akar, "En iyi şekilde kullanabileceğimiz ileri teknoloji ürünü silah araç ve gereçlerle bu kahramanlık ve fedakarlık çok daha etkili ve olumlu sonuçlar doğuracaktır. Karada, denizde, havada Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kullandığı yerli ve milli çok sayıda silah, araç, gereç ve mühimmat var. Bu, bizler için ayrı bir moral ve motivasyon kaynağı" diye konuştu.
'Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir özne oldu'
Akar, son dönemlerde bölgede yaşanan gelişmelere vurgu yaparak, "Türkiye uluslararası camiada Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bir özne oldu. Türkiye’nin bu özelliğini sürdürmesi ile hak ve hukukunu koruması çok önemli. Bunun için etkin, caydırıcı ve saygın bir silahlı kuvvetlere ihtiyacımız var" dedi.
'Binlerce insan kaçmak için çabalıyor'
Akar, Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik yapılan Barış Pınarı Harekatı ile bölgenin teröristlerden temizlendiğini, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatının gerçekleştirildiği bölgelerdeki güven ve istikrar ortamının sürdürüldüğünü kaydetti. İdlib’de rejimin mutabakatlara aykırı davranarak yerleşim yerlerine, hastanelere, okullara saldırmaya devam ettiğini ifade eden Akar, "İdlib’de dün gece de yoğun hava saldırıları sonucunda binlerce insan kendilerini kurtarmak için Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı harekat bölgelerine kaçmak için çabalıyor" ifadelerini kullandı.
'Bu konuda kararlıyız'
Akar, terörle mücadelenin yanı sıra Ege, Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Libya’daki faaliyetlerin devam ettiğini bildirerek, çalışmaların uluslararası hukuka, ülkelerin toprak bütünlüğüne saygılı şekilde yürütüldüğünü vurguladı. Akar, istikrardan, barıştan, huzurdan, haktan, hukuktan, adaletten yana olduklarını belirterek, "Ancak hiçbir zaman hakkımızı, hukukumuzu çiğnetmeyeceğimizi de her vesileyle söyledik, söylemeye devam ediyoruz, bu konuda kararlıyız. Muhataplarımızla yaptığımız temaslarda devamlı söylediğimiz gibi hiçbir şekilde hakkımızı çiğnetmeyiz. Bu bir tehdit değil; ama 'iyi komşuluktan yanayız' dememiz de bir zafiyet değil. Örneğin şu anda ne dünyada ne de tarihte karasuları 6 mil, hava sahası 10 mil olan bir ülke var. Böyle bir garabetle karşı karşıyayız. Bunu dahi bir doğruymuş gibi dünya kamuoyuna tanıtmaya çalışıyorlar. Bu konudaki hakkımızı hukukumuzu savunuyoruz" dedi.
'Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını hukukunu korumayı sürdüreceğiz'
Diğer bir hususun da Ege’de uluslararası anlaşmalarla belirlenen gayri askeri statüde 23 adanın durumu olduğunu ifade eden Akar, "Gayri askeri statüde ada olmasına rağmen bunlardan 16’sı anlaşmalara aykırı olarak silahlandırılmıştır. Yunanistan’dan uluslararası hukuka, imzaladığı anlaşmalara ve iyi komşuluk ilişkilerine göre davranmasını bekliyoruz. Türkiye Kıbrıs’ta garantör ülkeler arasında ve bu konudaki hak ve sorumluluklarını yerine getirmede kararlı. Kıbrıs meselesi bizim milli meselemiz. Orada yapmamız gereken neyse bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Hem kendi hem de Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkını hukukunu korumayı sürdüreceğiz" dedi.
Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Türkiye’nin içinde olmadığı bir projenin yaşama şansının olmadığını ifade eden Akar, "Türkiye olarak orada herhangi bir oldubittiye bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz. Barışçıl yöntemlerle, hakka, hukuka dayalı uluslararası hukuk içinde meselenin çözülmesi bizim en samimi dileğimizdir" diye konuştu.
'Danışmanlık hizmetlerimizi sürdürüyoruz'
Libya ile 500 yıllık geçmişin, dostluğun, kardeşliğin, ortak tarih ve kültürün olduğuna dikkati çeken Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2010 yılında imza aşamasına gelen deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına yönelik çalışmaların bilinen gelişmeler nedeniyle kesintiye uğradığını, daha sonra yapılan görüşmeler sonucunda ise mutabakat muhtırasının imzalandığını belirtti. Bunun hukuka aykırı bir yanının olmadığını, Libya’daki Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin Birleşmiş Milletler tarafından tanındığını vurgulayan Akar, "Bizim NATO müttefikimiz, komşumuz Yunanistan, ‘Her şey benim istediğim gibi olsun’ istiyor. Kurallar, usuller, uluslararası hukuk var. Her şey sizin istediğiniz gibi olmaz. Orada bizim eğitim ve danışmanlık timimiz var. Libyalı kardeşlerimizin eğitimi için gerekli desteği sağlıyor, danışmanlık hizmetlerimizi sürdürüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.