Koronavirüs salgını sürecinin başlaması ile şehirden kaçışın en yoğun bölgelerin başında Büyükçekmece geldi. Durumu fırsat bilen dolandırıcılar; İstanbul'un su ihtiyacı için büyük öneme sahip Büyükçekmece göl havzasında yer al bölgeleri "imarlı" diyerek satmaya başladı. Belediyeye başvurduklarında aldıkları arsaların imara kapalı olduğunu öğrenen vatandaşlar büyüm şok yaşadı.
Konuyla ilgili uyarılarda bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, “Bu bölgeden arazi alacağınız zaman ilk önce belediyeye geleceksiniz” ifadelerini kullandı.
En fazla sebzecilik yaparsınız
Büyükçekmece göl havzasının İstanbul'un önemli bir su kaynağı olduğuna dikkat çeken Akgün, "Büyükçekmece göl havzası İstanbul'a yılda ortalama 100 milyon metreküp su gönderiyor. Yani bu, Büyükçekmece göl havzası İstanbul'un can damarlarından bir tanesi demek. Göl havzası yüzde 5 civarında yapılaşmaya açıktır. Bu yapılaşma bir veya iki katlı yapılardan oluşur. 2 bin 2 bin 500 metre karelik arsalarda bahçeli ev yapma imkanı vardır. Ancak bu yapılaşma orta ve uzak koruma alanlarında yapılıyor. Ama şuanda bulunduğumuz Eskice mevkii gibi alanlarda bir imar alanı olmadığı için ya da daha doğrusu olamayacağı için bu bölgelerde ancak sebzecilik yapabilirsiniz” diye konuştu.
Her hafta kaçak yapı yıkıyoruz
Denetimlerin sıkı bir şekilde devam ettiğini ve kaçak yapılara göz yumulmayacağını ifade eden Akgün, “2019 seçim sathında seçimden önce 57 tane, seçimden sonra ise 110 tane olmak üzere toplamda 167 tane irili ufaklı kaçak yapı yıktık bölgede ve yıkımlara da devam ediyoruz. Bu bölgelerde ‘imar olmamasına rağmen nasıl arsa satılıyor' diye soracaksınız. Durum şöyle ki; tapu idareleri bölgede bulunan tarlalardan hisse satıyor. Bu şekilde koruma bölgelerinde arsa satışları hisseli satılmaya devam ettikçe biz kaçak yapılaşma ile zor baş edeceğiz. Bize sormadan satış yapıyorlar her hafta 5 tane 10 tane kaçak yapı yıkıyoruz, belediyenin zabıtası ve polis vatandaşla silahlı olarak karşı karşıya geliyor. Peki, bunun çözümü nedir? Tapu idarelerinin belediyelere sormadan bu tarz bölgelerde arsa satışı yapmamasıdır” diye konuştu.
Tavuk kümesi bile olsa yıkarım
Göl havzası bölgesinde çevre kirliliğiyle mücadelede kararlı olduklarını belirten Akgün, “Pandemi sürecinde İstanbul halkı Büyükçekmece'ye, Silivri'ye, Çatalca'ya akın etti. Bu akından ise en çok Büyükçekmece etkilendi. Bu durum bazı olaylarda güzel sonuç verse de bu gibi durumlarda kötü sonuçlar doğurdu. İstanbul'dan gelen vatandaş su toplama havzasında 150 metrekare, 200 metrekare hisse satışı alıyor ve hemen etrafını çevirip oraya bir konteyner koymaya kalkıyor. Durum böyle olunca bölgeye nüfus geliyor. Nüfus gelince ne oluyor; bölgede çevre kirliliği oluyor. Biz de çevre kirliliğine dur demek için konteyner değil tavuk kümesi dahi olsa yıkıyoruz” şeklinde konuştu.
Kimseye bir çivi dahi çaktırmayız
Vatandaşların bölgeden alacakları arazi konusunda daha dikkatli olması gerektiğini ve belediye ile koordineli hareket etmesi gerektiğini söyleyen Akgün, “Bu bölgeden arazi alacağınız zaman ilk önce belediyeye geleceksiniz. Diyeceksiniz ki ‘ Şu emlakçı beni çağırdı ve şu pafta, parsel sayılı yerden 200 metrekare yer satacağını söyledi. Bana bu konuda yardım eder misiniz'? Ve size imar müdürü diyecek ki ‘ Sakın alma, burada 200 metrekare yer olmaz'. Çünkü bu bölgede imara açık arsa 2 bin metre karenin altında olmaz. Bin 999 metrekare dahi olmaz. Eğer burada 2 bin metrekareden az bir arsa alırsanız ve arsanın etrafına tel çekerseniz veya içine konteyner koyarsanız ve içinde yaşarsanız olmaz. Bu duruma müdahale ederiz. Büyükçekmece göl havzasının imara kapalı olan mutlak koruma sahası ve kısa mesafeli koruma sahasında arsanıza dört tane direk dikersiniz, üstüne de bir çadır çekersiniz sonra da giderken toplarsınız. Bunun dışında hiçbir şey yaptırmayız. Kimseye bir çivi dahi çaktırmayız” diye konuştu.
Bu dava 16 milyon İstanbullunun davasıdır
Bu bölgenin birkaç kişiyi değil tüm İstanbul'u ilgilendirdiğini ifade eden Akgün, “Bölgenin denetlenmesi için Eskice mevkiine zabıta gözetim alanı kurduk. Burada günün 24 saati nöbet tutuyoruz. Pandemiden sonra 24 saat nöbet uygulamasına başladık. Bütün bu bölgeyi drone ekibimiz ile denetliyoruz. Şimdi havadan helikopterle denetimlere de başlayacağız onunda çalışmalarını yapıyoruz. Yani artık bölgede kuş dahi uçurtmayacağız. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Çünkü bu dava Hasan Akgün'ün davası değil, Büyükçekmece Belediyesinin değil, 16 milyon İstanbullunun davasıdır” dedi.
Göl havzalarının korunması şart
Göl havzasını korumak için her türlü desteğe açık olduklarını belirten Akgün, “Çevre ve Şehircilik Bakanımızdan ricam; göl havzalarının korunması için bize destek sağlasınlar. Tapu idarelerine verecekleri talimatlar ile su toplama havzalarında kısa, orta ve mutlak koruma sahalarında hisseli satışı engellerlerse ve belediyeden arazinin imara açık olup olmadığına dair yazı alınmasını şart koşarsa bizim işimizi çok daha kolay hale getirir” şeklinde konuştu. HABER MERKEZİ