İstanbul'u kazanmak ülkeyi kazanmaktır

Dünyanın önemli kentlerinden olan ve bir çok ülkeden büyük olan metropol kent İstanbul'un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı 16 günlük bir gecikmeyle de olsa Ekrem İmamoğlu oldu.
Ülkenin kuruluşundan bu yana geçen 60 yılını sağ iktidarların idare ettiği ülkenin en büyük şehri olan İstanbul'un başına 20 yıldan fazla bir zaman sonra sol düşünceli bir idareye geçmesiyle birlikte bundan sonra yaşanacaklar takibe alınmaya da başlamış oldu.
17 Yıllık iktidarın vermek istemese de Adaleti temsil eden Hukukçuların direnişi ardından kazanan parti olan CHP'li Ekrem İmamoğlu'na verilen mazbata ile resmen sol bir düşüncenin yönetimine geçen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının yapacağı hizmetlerin yanı sıra mevcut hükumetle olacak mücadelesi de takibe alınmış oldu.
İşinin hiçte kolay olmadığı yeni İBB Başkanı CHP'li Ekrem İmamoğlu'na yardımcı olacakların başında gelenler de solcuyum diyenler olacak.
Çünkü mevcut hükumetin halen içine sindiremediği Başkan Erdoğan'ın ve başında olduğu konuşma ve tavırlarında açıkça görülmekte.
Son olarak kendisine yakın sendikanın toplantısına katılan Başkan Erdoğan'ın seçim mitinglerinde alenen, seçimden sonra üstü kapalı olarak yaptığı tehditlerin başında 'Ben daha 4,5 yıl buradayım' demesinden anlıyoruz.
Yani seçilseler de, seçilmelerine rağmen mazbataları verilmeyen HDP'nin yaptığı hataları yapması için 'şimdilik' pusuya yatan hükumet ve temsilcileri her fırsatta başta İstanbul'a olmak üzere kendisinden     olmayan Ankara ve diğer belediyeler         saldıracak.
Bu nedenle KHK'lileri getirip aday eden ve seçildikleri halde mazbatalarından olan HDP'li Belediye Başkanları gibi hatalara ön vermemek gerekir.
Ve öncelikle sakin olup, yapılması gereken işleri namusluca yapmak ve başta muhafazakar kesimin olmak üzere izleyicilerinin beyin yıkama makinası olan A Haber  olmak üzere havuz medyasına imkan verilmelidir.
Bunun içinde artık İlçe ilçe gezip, mitingler yapmaktansa İBB'ye endekslenilmeli, hazı, hoca, kocalara hortumlanan paraların önüne geçmenin de içinde olduğu         bilinmelidir.
Demokrasi adına, Adalet adına, Hukuk adına, Hizmet adına mücadele etmesi gerekenlerin  İstanbul Büyükşehir Belediyesinin başına geçenler olduğunu herkesin bildiği ve yakın takibe aldığı ülkem de huzurun devamına da katkı sunulmalıdır.
31 Mart'ta büyük bir çoğunlukla oy kullanan ve demokrasiye sahip çıkan seçmen ve toplumun tümünün 4 gözle beklediği gelişmelerin aksi değil, artı olması ve başta ekonomik dar boğaz olmak üzere var olan sorunları birlikte çözmek için gerektiğinde hükumetle de el ele vermenin hizmet olduğunu anlaması gereken İBB'nin yeni yönetimi gibi mevcut hükumette elini uzatmalı, 'Bu ülke hepimizin, birlikte yönetebiliriz' demelidir..
Kısacası; İstanbul'u kazanan sol düşünce, kayıp eden ise radikal ve beka diyerek sağ düşünceden de tepki alan muhafazakar kesimi temsil ettiğini ileri süren taraf kayıp     ettirmiştir.
Evet, Başkan Erdoğan'ın son konuşmasında da dediği gibi büyük masraflara ve gerginliklere neden olan seçimler geride kalmış, tüm toplumun kucaklaşma zamanı gelmiştir.
Bu söylemlerin samimi olması duası ve beklentisi ile İBB'nin yeni Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ve ekibine hayırlı olsun diyerek, kutluyorum.