İşte İnce’nin konuşmasından satır başları:
Sen diyor köprü yaptın mı, tünel yaptın mı? Sen hiç şeker fabrikası yaptın? Sen hiç TEKEL yaptın mı? Sen hiç TÜPRAŞ yaptın mı? Habire sattın. Ne diyor? “Köprü yaptım” E olur, köprü yapmak ufak iş ya. Ama gönüller arasında köprü kurmak zor iş. Ben Edirne’de miting yaptım, Edirne’den Hakkari’ye gittim, İzmir Marşı eşliğinde, Hakkari’de Türk bayrakları altında miting yaptım. Ben ona söylüyorum. Sen benim yaptığım mitingi Hakkari’de yapabilir misin? Sağdan soldan taşıma ama. Bir tane taşıma yoktu benim mitingimde, hepsi Hakkâriliydi. Zaten bizim taşımaya paramız yok. Gariban cumhurbaşkanı adayıyım.
“BEN NASIL GARİBAN KALDIM, O NASIL ZENGİN OLDU BEN DE ONU ANLAYAMADIM”
Şunu anlayamıyorum. Ben Erdoğan’dan önce milletvekili oldum. Milletvekili maaşıyla Başbakanlık maaşı hemen hemen yakın. Ben nasıl gariban kaldım, o nasıl zengin oldu ben de onu anlayamadım. Onun projesi köprüymüş, benim projem huzur. Bana gariban diyor ya, ben gariban değilim. Ben ondan çok zenginim. Ben özgürlüğüme düşkünüm, 81 milyonu seviyorum. Türk – Kürt diye ayırmam, doğulu batılı diye ayırmam. AK Partili CHP’li diye ayırmam, 81 milyonu da seviyorum. Onun için benim gönlüm zengin.
“AKP DEMEYECEĞİM ÖRNEĞİN AK PARTİ DİYECEĞİM, ONLARI DA İNCİTMEYECEĞİM”
Bu huzuru nasıl başaracağız? Bir kere insanları seveceğiz. Bir, barışacağız. Toplum olarak barışacağız. AKP demeyeceğim örneğin AK Parti diyeceğim, onları da incitmeyeceğim. İki, büyüyeceğiz. Üç, bölüşeceğiz. Adil paylaşacağız. Gelir dağılımı adaletsizliğini sona erdireceğiz. Hukuk devleti olacağız, mahkemenin kararlarına herkes güvenecek, inanacak. Şu anda mahkeme kararlarına inanıyor musunuz? Kimse inanmıyor. O koca koca yargıçlar, hakimler. Cumhurbaşkanının yanında çay toplamaya gidiyor. Ayağa kalkıp düğme ilikliyor. Benim cumhurbaşkanlığımda, o yüksek yargıçların hiçbiri ben içeri girdiğimde ayağa kalkmayacak, çünkü beni de yargılayacaklar. Beni yargılayamıyorlarsa neden o koltukta oturuyorlar ki?
“24 HAZİRAN’DA BENİM GELECEĞİMİ O DA ANLADI”
Erdoğan İngiltere’ye gitti. Orada açıklama yaptı, “24 Haziran’dan sonra faizler düşecektir” Doğru düşecek. 16 senedir iş başındasın düşmedi. 24 Haziran’da benim geleceğimi o da anladı. Tek dertleri diyor, beni koltuktan indirmek istiyorlar. Vallahi değil, billahi değil. Seninle ne derdimiz olur ya? Bizim derdimiz millet. Biz milletin derdiyle ilgileniyoruz.
Dün Soma’daydım. Ermenekli Ayşe Teyze’yi unutmak mümkün mü? “Benim oğlum yüzme bilmezdi” diyen anacağımızı unutmamız mümkün mü? Bu güzelim bereketli topraklarda 2002’den bu yana çiftçimiz eziliyor. Bakın 2002’de 1 litre mazot için 4 kilo buğday, bugün 1 litre mazot için 5 kilo buğday satmanız lazım. Türkiye buğdayın dünyadaki ana vatanı. 20 milyon üretiyor, 5 milyon ton dışardan alıyoruz. Dışardan alıp 1 milyar dolarlık bir para veriyoruz. Her sene 1 milyar dolarlık paramız dışarıya gidiyor. Bu yılın ilk üçü, 2017’nin ilk üç ayına baktığımızda, ithalatımız yüzde 148 artmış. Daha fazla dışarıdan alır olmuşuz. Ton başına buğdayımız 940 liraydı, şimdi dediler ki 1050 lira. Peki geçen sene Mayıs’ta sattığınız buğdayın dolar üzerinden değeri şudur, 262 dolardı tonu. Bugün 243 dolar. Yani geçen sene Mayıs’tan bu sene Mayıs’a daha da fakirsiniz. Sattığınız buğdayın dolar bazındaki düşüşünü 243 dolara düştüğünü hepimizin bilmesi lazım.
“AKP İKTİDARA GELDİĞİNDE ÇİFTÇİNİN BANKALARA BORCU 4 MİLYAR, ŞİMDİ 83 MİLYAR”
Geçen sene Mayıs’ta mazot 4,5 liraydı, bu sene Mayıs’ta 5,73 oldu. buğday geçen seneden bu yana Türk lirası üzerinden yüzde 11 artmış, mazot yüzde 27 artmış. Yani fakirleşiyorsun. Cebinden paraları biri çekiyor. Bu iktidar paraları cebinden çekiyor, böyle olduğu için Bulgaristan’dan saman ithal ediyoruz, hayvan, et ithal ediyoruz. AKP iktidara geldiğinde çiftçinin bankalara borcu 4 milyar, şimdi 83 milyar. Borç içinde yaşıyoruz borç 16 senedir aynı doktora gidiyorsun, doktor iyileştiremedi. Hala daha o doktora gitmeye devam edersen, kalp krizinden gidersin. Yapılacak iş doktoru değiştireceksin.
“Ekonomi iyiye gidiyor” diyor. Nasıl ileri gidiyor? Gelişmiş ülkelerde enflasyon yüzde 3, Türkiye’de 11. Genç işsizlik yüzde 20’lerde. Bu nasıl olacak? Önceden 4 parmak diyordu, dolar 4’ü geçti 5’i geçti. 5’te yetmiyor artık, 6-7 devam edeceğiz. Buradan kurtulmamız lazım.
“ÜNİVERSİTEDE OKUYAN GENÇLER, SİZE FİZİK ÖĞRETMENİ MUHARREM AĞABEYİNİZİN SÖZÜDÜR BU”
Şimdi bir sorum var. Bir köylü, bir çiftçi, traktörü römorkla geri geri yanaştırırsa o gerçekten köylüdür değil mi? Ben traktörü geri geri yanaştırırım. Çünkü 11 yaşında traktörün direksiyonuna oturdu babam kucağına. Şimdi sizden bir şey istiyorum. Hedefim gençlerimizin daha iyi eğitim alması. Üniversitede okuyan gençler, size fizik öğretmeni Muharrem ağabeyinizin sözüdür bu. Nasıl ki emeklilere ramazan ve kurban bayramında 1000’er lira veriyorsa hükümet ki destekliyorum. Ben cumhurbaşkanı olduğumda üniversite öğrencileri hiçbirinizi ayırt etmeden 19 Mayıs’ta gençlik bursu, 29 Ekim’de cumhuriyet bursu; 500’er lira alacaksınız.
“KİMLİĞİNİ GÖSTEREN HER ÇOCUĞUM, BÜTÜN MÜZELERE ÜCRETSİZ GİRECEK”
Aldığınız krediler, okul bitince kesiliyor değil mi? Kesmeyeceğiz. 2 sene iş bulana kadar… Çocuk okulu bitirdiğine pişman oluyor. Okul bitiyor, iş yok, kredi de yok. Aileyle sorun çıkıyor. Üniversiteyi bitirse de iki yıl iş bulamadığı sürece kredisini ödemeye devam edeceğiz. Şimdi bütün öğrencilere sesleniyorum, liseliler dahil. Öğrenci kimliğini gösteren her çocuğum, bütün müzelere ücretsiz girecek. Müzelere girmek eğitimin bir parçasıdır.
“DEMEK Kİ BAZEN PİSLİKLER DALGA İLE GERİ GELEBİLİYOR”
Bakın o meydanlarda gelip tezek diyecek, pislik diyecek. Ben gelecek diyeceğim, çocuklar diyeceğim. Bir insan meydanlara gelip “CHP pisliktir, CHP çöplüktür” Laf mı bu ya? Ben de sana şöyle derim o zaman, testinin içinde ne varsa ağzından o akar derim. Hatta bir şey daha derim, cumhuriyetin kurucusu aziz Atatürk, pislikleri denize dökmüştü. Demek ki bazen pislikler dalga ile geri gelebiliyor.
Yine bir başka çelişkisi şu. Diyor ki, “memleketin beka sorunu var, gelecek sorunu var” diyor. Arkaya dönüyor istikrar var memlekette diyor. Ya ikisi birden olur mu? İkisi birden olmaz, bu mümkün değil. Bana bir avuç pirinç verin, size bir kazan pilav yapacağım.
“DİPLOMAYI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE, MEZUN OLDUĞUM OKULUN YANINDA AÇIKLAYACAĞIM”
“Sana nasıl güveneyim, tecrüben var mı” diyor. Onu anlatayım. 3 Kasım 2002’de milletvekili oldum. O günden bugüne 16 yıllık milletvekilliği yapan 7 kişi var. Birisi benim o 7 kişiden birisi. İki, 3 Kasım’da milletvekili olduğunda Erdoğan milletvekili değildi, o Mart 2003’te oldu. Milletvekili olduğu gün başbakan oldu. bir saatlik tecrübesi yoktu. 16 yıllık milletvekiline cumhurbaşkanlığı vermeyeceğiz, bu doğru değil. Bana şunu da sorabilirsiniz, “Diploman var mı” Diplomayı önümüzdeki günlerde, mezun olduğum okulun yanında açıklayacağım. Tecrübe var, diploma da var. Kıskananlar çatlamasın.
“CUMHURBAŞKANI OLUR OLMAZ SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİĞİ KALDIRACAĞIZ”
Öğretmenlere bir şey söyleyeyim. Değerli meslektaşlarım, cumhurbaşkanı olur olmaz sözleşmeli öğretmenliği kaldıracağız. Kadrolu olacak. O performansı kaldıracağız, o da olmayacak. Size çocuklarımızla ilgili vaatlerim var benim. Onlara bağırıp çağırıp değil, onları geleceğe hazırlayan bir fizik öğretmeni.
“81 MİLYONLUK MEMLEKET ENGELLİ ÇOCUKLARINA, O ÖZEL ÇOCUKLARINA KAYNAK AYIRAMIYORSA YAZIKLAR OLSU”
352 bin otizmli çocuklarımız var. Özel çocuklar bunlar. Bunların 21 bini eğitim alıyor. Yazıktır günahtır. 81 milyonluk memleket engelli çocuklarına, o özel çocuklarına kaynak ayıramıyorsa yazıklar olsun. Onlara ayıracağız kaynak. Bunu başarabiliriz, bu gücümüz var bizim.
Yine çok canımı sıkan bir konu var. Çocuklarımız sınava girecek, üniversite sınavı say da say. Sınava gireceği zaman çocuktan para istiyoruz ya. 81 milyon devlet öğrencisine bedava sınav yapamıyorsa yazıklar olsun o devlete.
“BÜTÜN BUNLARI 16 YIL DENEYEN KİŞİ YAPAMAZ, BİZE YENİ BİR DOKTOR LAZIM”
Bu sefer bir büyük dönüşümü başlatalım. Gençler ve kadınlar, siz bu işin bir kenarından tutarsanız emin olun bunu başarabiliriz. Türkiye’nin dört bir köşesini geziyorum. İnsanlarımız bir umutsuzluk içerisinde. Bizim bir huzura, barışa ihtiyacımız var. Bütün bunları 16 yıl deneyen kişi yapamaz, bize yeni bir doktor lazım.